Besin dünyada ki tüm canlıların büyüyüp gelişmesi ve üremesi için oldukça önemli bir kavramdır. Sağlıklı olmak adına günlük hayatta bilmemiz gereken şeylerden biri de besinlerin nasıl saklanmalı öğrenmektir. Daha önceki yazılarımda sağlıklı alışveriş nasıl olmalı ve sağlıklı pişirme yöntemleri nelerdir? başlıklı yazılarımda detaylı bilgi aktarmıştım. Bu yazımızda besinleri sağlıklı saklamak için ne yapmalıyız? sorusuna açıklık getireceğiz.
Bu yazı sadece kendi sağlığımız için değil dünyada aç olan insanlarda göz önünde bulundurarak israfı önlemek adına farkın dalık yaratmaktır. Besinleri nasıl saklamamız gerekir bunu öğrenirsek bu farkında lığı yaymış oluruz.
Müslümanların ve daha bir çok dinde açların halini anlamak adına oruçlar tutulur ve dünyada ki nimetlere şükredilir. Bir başka düşünceyle besinler israf edilmeden doğru bir şekilde saklanılır ve tüketilirse hem sağlığınızı hem de cebinizi korumuş olursunuz.
Yiyecekleri tüketirken aklımıza gelen ilk düşüncelerden biri onların hangi koşullarda soframıza geldiğidir. Bu oldukça doğru bir düşüncedir. Çünkü sağlıklı beslenme kavramının içinde besinlerin satın alımı, saklanması, tüketimi ve hijyen durumu da vardır.
Örneğin sağlıklı olduğunu düşündüğünüz marulu tüketirken hijyen koşullarına dikkat etmediğiniz sürece üzerinde bulunan bakterileri vücudunuza alıp sağlık sorunları yaşayabilirsiniz. Ya da daha sonra yemek için yanlış koşullarda gereğinden fazla beklettiğiniz marulları tüketip zehirlenebilirsiniz.
Dışarıda beslendiğimizde mutfak koşullarından emin olamayız. Ama kendi evimizde bazı hususlara dikkat edersek sağlıklı yaşamaya büyük bir adım atmış oluruz. Bu yazımda besinler nasıl saklanmalı bunları anlatmaya çalışacağım.
Tükettiğimiz gıdalar hayatımızı devam etmemizi sağlayan en önemli kaynaklardır. Dünyada açlıktan ölen insan sayısı ne kadar çoksa çöpe atılan yemek oranı da bir o kadar fazladır. Yemeğimizi paylaşmak yerine atmayı tercih ediyoruz. Bu durum besinlerin çöp olmasını önlemek için gıdaları nasıl elverişli hale getirmemiz gerektirdiğini düşündürüyor.
Belki açlıktan değil fakat saklama koşullarının elverişsizliğinden dolayı bir çok insan zehirleniyor ve birçok besin de çöp oluyor. Besinlerin saklama koşullarından bahsetmeden önce hangi tehlikelerle karşı karşıya olduğumuzdan kısaca bahsetmek istiyorum.
Zararlı bakteriler üremek için et, süt, balık, yumurta gibi protein içeriği yüksek gıdaları tercih ederler. Bakteriler protein ağırlıklı besinlerde, 5-65 derece aralıktaki sıcaklıklarda, nemli ortamda, bekleme süresi uzayan besinlerde üremeyi oldukça severler.
Besin zehirlenmeleri zararlı bakterilerin tüketimi sonucu meydana gelir. Toplumda oldukça sık görülen bu olaylar oldukça ağır tablolara yol açabilir. Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan gebeler, bebekler,çocuklar ve yaşlılar dikkat etmelidir.
Zehirlenmeler genellikle 30 dakika ve 72 saat arasında kendini göstermeye başlayabilir. Şiddetli ağrı, kanlı ishal ve ateşiniz varsa mutlaka doktora başvurunuz.
Besinler mikroorganizmaların etkisiyle fiziksel ve ya kimyasal değişimlere uğrayarak bozulmaya başlar. Bunu kontrol altına alabilir besinlerin daha uzun saklanması için bozulmayı yavaşlatabiliriz.
Bu yöntemler hem uzun süre besinlerden yararlanmamızı sağlayacak hem de besin değerlerinin, renk ve koku gibi özelliklerini korumuş olacak.Besinleri Saklama yöntemleri; ısı yöntemi uygulanarak saklama, sterilizasyon, kurutma, dondurma ve tuzlama gibi daha birçok yöntemden oluşur.
Sadece restaurantlar da değil evlerimiz de dahi en çok çöpe atılan besin ekmeklerdir. Türkiye’deki verilere göre yılda yaklaşık 600 bin ton ekmek çöpe atılmaktadır. Bu ekmek atıklarıyla 80 tane hastane yapılabileceğini biliyor muydunuz? Dünyada bunca aç insan varken sizce de çok ciddi rakamlar değil mi? Kendi evimde de uyguladığım en güzel yöntemlerden biri yemediğim ekmekleri buzlukta saklamak.
Bazen misafir gelir ya da düşündüğümüzden daha az tükettiğimiz için ekmeğimiz artar. Ekmeği saklama kabına ya da poşete koyduğumuzda zamanla bayatlar ve kimse bayat ekmeği yemek istemez. Oysa ki artan ekmeği dilimleyerek buzdolabında sakladığınız sürece çözüldüğünde ilk günkü tazeliğini korumuş olacaktır.
Sebzeler ve meyveler hijyen konusunda dikkat etmemiz gereken önemli besin kaynaklarındandır. Genelde bu tarz besinleri poşetleriyle birlikte saklamayı alışkanlık haline getirmişizdir. Fakat plastik geçişini engellemek için besinleri poşetlerden kısa sürede çıkarmalıyız.
Sebzeler ve meyveler buzdolabında yıkanmadan saklanmalıdır. Az miktarda sebze alıp 2-3 gün gibi kısa bir sürede tüketmekte fayda vardır. Özellikle marul ve ıspanak gibi sebzelerde bulunan salmonella bakterilerinin vücudumuza geçişini engellemek için bol su ile dikkatlice yıkamamız gerekir.
Kuru yemişler ve baharatlar özellikle lezzetlerini koruma açısından dikkatli saklanması gereken besinlerdir. Tatlarında ki hafif değişmeyi hemen hissedebiliriz. Baharatlarda ki değişim yemeklerimize de yansıyacağından saklama koşullarına dikkat etmemiz gerekir.
Özellikle bayat kuru yemişleri kimse tüketmek istemeyecektir. Hem kuru yemişler hem de baharatlar neme ve ışığa karşı hassas besinlerdir. Baharatlar ve kuruyemişleri saklarken nelere dikkat etmeliyiz?
Özellikle baharatları güneş gören cam kenarlarına ve yemek pişirirken kolaylık olsun diye ocak yanına koyarız. Baharatları buzdolabında saklamak daha doğru olacaktır. Kısaca bu besinleri kuru, serin ve güneş ışığı almayan bir ortamda ve cam kavanozlarda saklayabilirsiniz. Baharatlarla ilgiyi daha geniş bir yazı okuma istiyorsanız diğer yazılarıma göz atabilirsiniz.
Kuru ve serin ortamı seven diğer besinler ise bakliyatlar dır. Bakliyatlar satın alındıktan sonra böceklenmeye sebep olacak taneler ayrılmalıdır. Bakliyatları ağzı kapalı bez torbalarda ve ya cam kavanozlarda saklayabilirsiniz. Bu tarz besinler güneş ve nem gibi faktörlere maruz kalırsa aflatoksin oluşturur.
Aflatoksin insan sağlığı için oldukça tehlike yaratan zehirli ve kanserojen bir maddedir. Nemlenmenin önlenmesi için kavanozlara az miktarda tuz ekleyebilirsiniz. Baklagilleri haşlayıp iyice kuruduktan sonra kullanmayacağınız kısmını vakumlu torbalar aracılığıyla buzlukta saklayabilirsiniz.
Buzdolabımızda potansiyel risklerin oluşmasında en etkili besinlerden biri ettir. Dondurucunun dışında buzdolabında saklanılan etler sadece genel olarak 1-2 gün dayanacaktır. Daha uzun şekilde saklamak için dondurucuya koyduğunuz etleri tüketeceğiniz miktara göre parçalayıp ve ya birer yemeklik olacak şekilde buzdolabı poşetlerine yerleştirilip saklayınız.
Etleri sağlıklı bir şekilde saklamak için ne yapmalıyız; Çözünen etler dondurucudan çıkarıldıktan sonra yine buzdolabının içinde bekletilerek çözülmelidir. Isıtıcının üzerinde etlerinizin çözülmesi için bekletmek sağlığınızı olumsuz yönde etkileyecektir.
Bunun yerine etinizi buzdolabının sebze bölümünde çözmeye bırakabilirsiniz. Çözülen etleri tekrar dondurmak mikroorganizmaların üremesine ortam hazırlayacağından yapılmamalıdır. Bu şekilde etleri en sağlıklı bir şekilde saklaya bilirsiniz.
Balıkları uzun süre saklamak istiyorsak tıpkı etler gibi dondurucuda bekletmek iyi bir fikir olacaktır. Oda sıcaklığında 15-20 saati geçen balıklarınız sizi zehirleyebilir. Histamin oranını arttırmamak için balıklarınızı buzdolabında 1-2 gün bekletebilir ya da dondurucunuz da daha uzun süre saklayabilirsiniz. Somon ve ton balığı gibi balıklar dondurucu ortamında 1 yıla kadar dayanabilirler.
Yumurtaları yıkamadan kuru bir şekilde buzdolabında saklayabilirsiniz. Yumurta yıkandığında üzerindeki gözenekler açılır. Bu hem yumurtanın bayatlamasına hem de mikroorganizmalar gözeneklerden içeri girmesine sebep olur.
Yumurtaların bayat olup olmadığını anlamak için Derin bir kabı suyla doldurun. İçine yumurtayı yerleştirin. Eğer yumurta dibe batıyorsa tazedir. Yumurtalar suyun üzerine çıkıyorsa bayattır.
Özetleyecek olursak et ürünlerini güveneceğiniz yerden almayı ve bu ürünleri parçalamak için kullandığınız bıçakları farklı tür besinlerin üzerinde kullanmamaya çalışınız. Etleri çözmek için dondurucudan buzluğa aldığınızda üzeri örtülü bir şekilde bekletelim. Özellikle çiğ etleri keserken aynı bıçağı sebzeleri doğramak için kullanmak mikropların başka besinlere geçmesine yol açacaktır.
Çatlamış ve ya hayvan dışkısı bulaşmış yumurtaları almamaya özen gösterin ve sadece kullanacağınız zaman yıkayın. . Bakliyatları ve baharatları nemden uzak tutalım. Her türlü saklama işleminde mutfağınızdaki araçlarınızı ve ellerinizi temizlemeyi unutmayınız.
Günümüz teknolojisinin geldiği noktada sorunlara veya isteklere hızlı çözümler üretmek her dalda olduğu gibi diş hekimliği dalında da var. Bu…
Çocukluğumdan bu yana hatırladığım en güzel anılar arasında yer alıyor Razaman. Sıcacık pide için uzun uzun kuyruk da beklediğimiz yıllar,…
İnternet teknolojisinin gelişmesi ile ve kredi kartı kullanımının artması ile internet üzerinden alışveriş kullanımı artmaya başladı. Peki online olarak internet…
Tasarım ve dekorasyon dediğimizde aklımıza gelen ilk şey aksesuar ve mobilyadır. Aslında ev dekorasyonunda yaşam tarzımızı, hayal gücümüzü kullanarak zevkimizi…
Kısa boylu olmak sizin elinizde olan bir şey değil bu durum çoğu kişinin moralini bozabilir. Bazı basit numaralarla daha uzun…
Muhteşem bir gülüşe sahip olmayı hepimiz isteriz, güzel bir gülümsemenin en önemli unsuru tabi ki beyaz dişlere sahip olmaktan geçiyor.…