Canlıları dondurma işlemi başlı başına bir endüstriye dönüşmüş durumda. İşlemi gerçekleştiren şirketler, bu yöntemin işe yaramayacağını ileri sürenlerin yeterli delillere sahip olmadıklarını savunuyor.
Bir Gün Uyanmayı Bekleyen Dondurulmuş İnsanlar!
Dünyanın dondurulmuş ilk insanı James Bedford, cryo tüpü içindeki bekleyişinin 50. yılını tamamladı.
Dondurulan insanları hayata döndürmek henüz mümkün olmamasına rağmen bu özel dondurma işlemi kendi endüstrisini yaratmış durumda.
Vanilla Sky, Forever Young gibi birçok bilim-kurgu yapımına konu olan insanları dondurarak hayata döndürme fikri aslında gerçek hayatımıza düşündüğümüz kadar uzak değil.
Çoğumuza imkânsız gelse de günümüzde bilmedikleri bir geleceğe uyanmayı bekleyen 250’den fazla dondurulmuş insan var.
1960’larda bir grup bilim insanı, insanları dondurma projesi üzerine deneyler yapmayı hızlandırdılar. Planlarına göre gelecekte gelişen teknoloji ile dondurulan insanların hastalıklarını tedavi etmek ve onları hayata geri döndürebilmek mümkün olacaktı.
Teknolojik gelişmeler henüz dondurulmuş insanların yaşamasını sağlayacak seviyede değil. Buna rağmen her geçen gün insan dondurma yöntemine talep artıyor. Teknolojik gelişmelerden umutlu 1500’den fazla insan öldükten sonra dondurulmak için sözleşme imzalamış durumda.
İnsanları dondurarak koruma fikri ilk olarak 12 Ocak 1967’de James Bedford’un düşük sıcaklıklara dayanıklı cryo tüpünde saklanmasıyla pratiğe döküldü. Kaliforniya Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan James Bedford tedavisi mümkün olmayan bir böbrek kanseri türüne yakalandı. Akciğerlerine de metastaz yapan böbrek kanserinin tedavisinin mümkün olmadığını anlayan 73 yaşındaki Bedford dondurulmak için gönüllü oldu.
Bedford, 12 Ocak 1967’de kanserden vefat ettikten birkaç saat sonra Cryo-biyolog Robert Prehoda, biofizikçi Dante Brunoi ve Kaliforniya Canlı Dondurma Topluluğu Başkanı Robert Nelson’un gözetiminde donduruldu. Birkaç gün sonra Bedford’un bedeni, kuru buz ile paketlenmiş yalıtımlı özel bir kutuya yerleştirildi.
Daha sonra, Bedford sıvı nitrojenle dolu eksi 196 derecedeki büyük bir konteynıra batırıldı. Birkaç farklı yere taşındıktan sonra Bedford’un bedeni son olarak Arizona’daki “Alcor Life Extension Foundation” adlı kuruma götürüldü ve hala burada muhafaza ediliyor.
Alcor ve diğer dondurma işlemi yapan kurumlarda benzer teknikler kullanılıyor. Öldükten sonra bu kurumlara getirilen kişilerin kanları damarlarından boşaltılıyor. Daha sonra bu kişilerin vücutlarına antifriz ve organları korucuyu kimyasal bir karışım dolduruluyor. Bu işlemden sonra bedenler -196 derecedeki sıvı nitrojenli tüplere yerleştiriliyor.
Bedford resmi olarak ölü kabul ediliyor, ancak tıbben tamamen ölü olmadığı biliniyor. Bedford’un organları 50 yıldır cryo tüpünde bozulmadan korunuyor.
Bazı bilim insanları, Bedford’un dondurulmasından bu yana dondurma yöntemlerinin geliştiğini öne sürüyor. Şimdi ise bir kısmı, dondurulmuş insanların vücutlarını hayata geri döndürmektense bireylerin saklanan anılarını kurtarmak ve onları bir robot sistemine aktarabilmek üzerine çalışıyor. Bazı bilim insanları ise bu insanları hayata geri döndürmenin imkânsız olduğu görüşündeler.
İngiliz tıp profesörü Barry Fuller, dondurulmuş insanları tekrar canlandırmak hala uzak bir hayal olsa da bu yöntem özellikle organların cryo tüplerde korunmasında ve organ nakillerinde kullanılmasında işe yarayabilir diye belirtiyor.
Mahkemelik vakalar
Dondurma konusunda hukuki olarak da bazı sorunlar çıkabiliyor. Özellikle de dondurulacak insanların aile üyeleri arasında anlaşmazlıklara sık rastlanıyor. Anlaşmazlıklar birçok defa mahkemeye taşındı. Örnek vermek gerekirse İngiltere’de 2016’da bir annenin ölen 14 yaşındaki kızını cryo tüpünde saklama isteği çocuğun babasının itirazlarına rağmen hukuki olarak onaylandı.
Bir diğer örnek ABD’de Colarado’da 2011’da yaşandı. Mary Robbins isimli bir kadının dondurulma isteği çocuklarının itirazlarına rağmen yargıç tarafından kabul edilmesi gösterilebilir.
Dondurulacak kişinin parasının yakınlarına kalmaması ailedeki itirazların önemli nedenlerinden olabilir. Çünkü dondurulacak kişilerin maddi varlıklarının bir bölümü dondurulma masraflarına harcanıyor, kalan kısmı ise hayata dönecekleri zamanda kullanmaları amacıyla kendi adlarına faiziyle birlikte birikiyor.
Günümüzde canlıları dondurma işlemi başlı başına bir endüstriye dönüşmüş durumda. İşlemi gerçekleştiren şirketler, bu yöntemin işe yaramayacağını ileri sürenlerin yeterli delillere sahip olmadıklarını savunuyor. Ayrıca şirketler, bireylerin beyinlerindeki bilgi yok olmadan ölü olarak sayılamayacağını ve olası bir bilgi kaybının düşük sıcaklıklarda engellendiğini iddia ediyor.
Peki, dondurma işleminin maliyeti ne kadar?
İnsanları dondurma işlemi sadece ABD ve Rusya’da gerçekleştirilmekte.
Peki, dondurma işleminin maliyeti ne kadar? The Guardian’ın haberine göre ABD’de tüm vücut 200 bin dolara sadece kafa ise 80 bin dolara dondurulabiliyor. Rusya’da ise tüm vücudu saklama fiyatı 36 bin dolar, sadece kafayı dondurmak ise 18 bin dolara mal oluyor. Sadece kafasını donduran kişiler ise ileride vücutları olmasa dahi beyinlerindeki bilgilerin bir robota transfer edilebileceğine inanıyorlar.
2015’te, Robert McIntyre, ilk defa bir memeli hayvanın beynini dondurduktan sonra tekrar canlandırmayı başardı. Dondurulan tavşan beyni, tekrar canlandığında fonksiyonlarını yerine getirmeye devam etti. Bu yeni gelişme, dondurulan insanların hayata döndürmek için bir umut olarak görülmeye başlandı.
Şu anki bilgilerimiz dâhilinde, dondurulan insanların canlandırılması fikri birçoğumuz için sadece bilim-kurgu filmlerinde görülebilecek gerçek dışı bir şey olabilir.
Ancak şu anda yaşadığımız birçok gelişme, geçmiş dönemdeki insanlar için de bu denli gerçek dışı görünüyordu. Belki de bir gün gazete manşetlerinde “Dondurulan ilk insanın uyanışı” haberleri yer alacak.