Biz kadınlar yüz yıllardır cildimizi güzelleştiren ve gençleştiren formülleri arayıp durmuşuzdur. Sağlık sektörünün ve kozmetik ürünlerinin gelişmesiyle cildimizi güzelleştirmek için uyguladığımız maddeler cildimizi oldukça yıpratabiliyor ve cilt hastalıklarına neden oluyor.
Cilt Hastalıklarında Beslenme ve Cilt Sağlığı
Cildimizi güzelleştirmenin yanında onu korumakta oldukça önemlidir.
Çünkü cildimiz, vücudumuzu dıştan sararak onu radyasyondan ve zararlı maddelerden korumaya yarayan bir kalkan görevindedir.
Ter bezleri sayesinde bu zararlı maddeleri dışarıya atar. Elbette bu yapı aşılmaz değildir. Sıcağa, soğuğa acı ve ağrı gibi etmenlere karşı duyarlıdır.
Cilde herhangi bir şey uygulamadan önce, cildi tanımak amaçlı mutlaka bir cilt uzmanı doktoruna danışmak gerekir. Bu yazımda cildimizin yapısına göz atıp ve cilt hastalıklarında beslenme ve cilt sağlığı ile ilgili ilişkisini paylaşacağım.
Cildimizin yapısına kısa bir göz atacak olursak; dıştan içe doğru epidermis, dermiş ve subkutenous olmak üzere 3 tabakadan oluşur. Cildimizi dıştan saran ince yapıya epidermis denir. Bu yapı kişinin; yaşına ve cinsiyetine göre değişiklik gösterebilir. Bu tabakada bulunan melanosit cilde rengini veren yapıdır. Bu tabakada protein ve keratein üretilir. Dermiş ise damar ve sinirli yapıların fazlaca bulunduğu yerdir.
Sinir uçları bu tabakada dokunma ve basınç hissiyatı sağlar. Su ve elektrolitlerin yoğun olarak bulunduğu tabakadır. En alt tabakada ise subkutenous bulunur. Yağ dokusundan zengindir. Kişinin yaşına, beslenmesine ve cinsiyetine göre değişiklik gösterir.
Cildimiz Neden Bozulur?
Cildin sağlıklı bir yapıya sahip olduğunu söyleyebilmemiz için; yüzeyinin düzgün, normal bir renge sahip ve nemli bir yapı da olmasını bekleriz.
Yetersiz ve dengesiz beslenme ile cildimizin yapısı bozulabilir. Bununla birlikte zararlı ışınlar, hormonel yapı, genetik yapı, stres, alerjik durumlar, immun sistem gibi etmelerde cildin yapısını bozan önemli nedenlerdendir.
Yaşlanmada ise epidermis ve dermiş yapıları zamanla incelmesi ve burada bulunan yapıların azalmaya başlamasıyla meydana gelir.
İlerleyen zamanlarda ise deri kendini yeterince koruyamaz, yine buradaki su ve elektrolitler yeterince depolanmadığı için deri incelmeye başlar.
Cilt Sağlığında Beslenme Nasıl Olmalı?
Proteinler; Vücuda yeterince protein girmesse cildimizde olumsuz sonuçlara sebep olabilir. Çatlak, kuru, elastikiyetini (esneklik) kaybetmiş bir cilt meydana gelebilir. 1-5 yaş gruplarında beslenme bozukluluğuna olan çocukların cilt sağlıklarının da da bozulmalar gözlemlenmiştir.
Bu sebeple cilt sağlığında hayvansal ve bitkisel protein kaynaklı besinlerin tüketilmesi oldukça önemlidir. Proteinli besinler başlıca; et, tavuk, balık, süt, peynir, yoğurt gibi et ve süt ürünlerinden oluşan hayvansal kaynaklardır. Bitkisel proteinlere örnek olarak ise mercimek, kinoa, karabuğday, fasulye, bezelye gibi besinlere örnek verebiliriz.
Yağlar; Yağ tüketimi cildi etkileyen durumlardan bir tanesidir. Eğer birey uzun bir süre yağ tüketmesse ciltte egzama gibi durumlara yol açar. Diyette yeterince yağ alımı olmalı ve cildin dış kısmından da alınmasının faydalı olduğu araştırmalarca söylenmektedir.
İçeriğindeki omega-3 asidi ve linoleik asitleri sayesinde keten tohumunun yüze oldukça yararlı olduğu bilinmektedir. Cildin kuru olması ve yaralanmaya açık olması, yüzde siyah lekelerin ve beyaz noktaların bulunması elzem yağ asitlerinin yetersizliğinden kaynakla bilir.
Cilt sağlığımız için günlük diyette omega-3, omega-6 ve omega-9 elzem yağ asitlerini tüketmekte fayda vardır. Bunlara örnek verecek olursak ; Fındık, ceviz , badem, bitkisel yağlar, süt ve süt ürünleri, keten tohumu, balık gibi besinler elzem yağ asitleridir.
A Vitamini; Bu vitamin cilt sağlımızı korumak için, epitel dokunum oluşumunda ve gelişiminde oldukça önemli bir yer edinir. Pek çok kozmetik ürünlerinde de yer alan A vitamini yetersiz alındığında deri lezyonları oluşabilir, deri kuru ve çatlak bir görüntüye sahip olabilir ve bunlarla beraber saç dökülmeleridir karşılaşılabilir.
Sadece A vitamini almak cilde yeterli olmayacaktır. Diğer besin ögeleriyle birlikte alındığında cilde etkisini daha iyi gösterecektir.
A vitamininin fazlası toksit özelliği gösterdiğinden gereğinden fazla tüketilmemesi gerekmektedir. A vitamininin en çok bulunduğu besinler; hayvansal gıdalarda karaciğer, tereyağı, süt, peynir ve yoğurt gibi besinler iken bitkisel gıdalarda ise bezelye, ıspanak, maydanoz, havuç, kabak ve kırmızı biber gibi besinlerde bulunur.
K Vitamini; Kanın pıhtılaşmasını sağlayan K vitaminleri, vücudumuzun dışarıdan aldığı darbeyle oluşan cilt yaralarında kanamanın hızlı bir şekilde durması için etkilidir. Besinlerle vücudumuza alabildiğimiz gibi dışarıdan da vücudumuza uygulayabiliriz.
Araştırmalar göz altındaki siyah lekelere uygulanan E vitamininin lekeleri azalttığı gözlemlenmiştir. E vitamininden zengin besinler; yeşil yapraklı sebzeler, domates, tam tahıllar, avokado, balık, meyve ve sebzeler, et ve ürünlerinde bulunur.
E Vitamini; Deride en çok bulunan formu a- tokoferal dir. E vitamini antioksidan özelliği taşır. Bu özelliği sayesinde epitel dokuyu korur. Bu formun bir başka özelliği ise cildi güneş yanıklarına karşı korumasıdır. Ciltte zamanla oluşan ve ya yaşlanmayla birlikte gelen lekelerin azalmasında da kullanılmaktadır.
E vitamini cilt yaralanmalarında da etkilidir. Bir araştırmaya göre E Vitamininin hem ağızdan alınması hem de dıştan alınması cilt kanserine iyi geldiğini ileri sürmüştür. E vitamininden zengin besinler; kabak, badem, sarımsak, fındık, maydonoz, karalahana gibi yiyeceklerde bulunur.
C Vitamini; Bu vitaminin cilde katkısı ise kılcal damarların çeperlerini kuvvetlendirir. Bu durum sayesinde darp, çarpma ve yaralanma gibi durumlarda cildi korur ve cilt yüzeyinin pürüzsüz görünmesini sağlar. Bağ dokusuna destek veren C vitamini bu özelliği sayesinde yaraların iyileşme süresini kısaltır. Cilt renginin daha doğal görünmesini sağlar.
C vitamini varis oluşumunun engellenmesi ve tedavisinde de kullanılır. Ayrıca sedef ve akne tedavilerinde kullanılan bir vitamindir. C vitamininden zengin besinler; kuşburnu, kivi, çilek, greyfurt, Ahududu, mandalina, mango, kızılcık, muz, avokado, şeftali, armut , incir, yeşil ve kırmızı biber, maydanoz, brokoli, lahana sarımsak, havuç, kuşkonmaz, marul, soğan.
B Vitamini; Cildin epitel dokusunda oldukça etkilidir. Tiamin (B1) vitaminin eksikliği sonucunda ciltte berberi hastalığı denilen küçük kırmızı noktalar çıkmaya başlar. Riboflamin eksiliğin de ise ağız kenarlarında ve dilde istenmeyen sorunlar baş gösterir. Kuru ve tahriş olmuş ciltler içinde B vitamini etkilidir.
Bir çok kozmetik ürününün içinde cildin pul pul dökülmesine karşı gelmek için kullanılır. Yine B grubu vitaminlerinden olan biyotin cilt, tırnak ve saç oluşumunda etkin bir role sahiptir. Cilt sağlığının korunması ve yenilenmesi için B vitamini oldukça önemlidir.
B Vitamininden zengin besinler ; yumurta , kırmızı et, karaciğer, muz ,tavuk, tahıllar, baklagiller, balık, süt, mısır, yulaf, lahana, soya fasulyesi, bezelye, havuç, ciğer, taze sıkılmış portakal suyu,bulgur, patates.
Mineraller; Bakır minerali C vitamini ve çinko ile birleşerek cildi destekler ve elastin gelişmesini sağlar. Bakır minerali cildi sıkılaştırır ve esnetir.,
Cilt yaralanmalarında da oldukça etkilidir. Çinko minerali akne sorunlarında yağ üretimini kontrol ederek ilerlemesini yavaşlatır. Cilt yaralanmalarının da iyileşmesinde etkilidir. Selenyum minerali ise kansere karşı koruduğu araştırmalarca ileri sürülmektedir. Ultroviyole ışınlarından koruyucudur ve güneş yanıklarının etkisini de azaltır.
Cildin yenilenmesi, yaşlanmanın gecikmesi ve cilt hastalıkların engellenmesi için her türlü sağlıklı sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerekir. Bunun yanı sıra et, tahıl, kuru baklagiller ve süt ürünlerininde düzenli olarak tüketilmesi gerekir.
Tek tip beslenmek cildin ihtiyaçlarını karşılamayacağı gibi ciltte bazı problemlerde yol açacaktır. Sadece beslenme değil su tüketim miktarı, stres, çevre koşulları, genetik yapı gibi nedenlerle de cilt etkilenebilir. Cilt hastalıkları ve cilt sağlığı için beslenmenin tüm koşullara ek olarak düzeltilmesi ve yeterince dikkat edilmesi gereken önemli faktörden biridir.
- Ramazan Ayında Nasıl Beslenmeliyiz? - 1 hafta önce
- Meme Kanseri Farkındalık Ayı - 2 hafta önce
- Kahvenin Yararları ve Zararları Nelerdir? - 2 hafta önce
- Yazın Kilo Almamak İçin Yapılması Gerekenler? - 2 hafta önce
- 5 Adımda Daha Sağlıklı ve Daha Güçlü Beyin - 2 hafta önce